Op. Dr. Halil İbrahim Tekin
Anne adayının en duygulu anı bebeklerinin kalp atışlarını duydukları andır
DrHITDr. Halil Ibrahim Tekin
Tekrarlayan düşükler
"Rekurrent Abortus" olarak da adlandırılır. Bebeğin en az iki kez üst üste karında ölmesiyle karakterize bir durumdur. Düşük sayısı arttıkça tekrar düşük yapma olasılığı artacaktır.
SEBEPLERİ
1- Genetik yani kalıtımsal nedenler:
Düşükle sonuçlanan ya da anne karnında ölen bebeklere yapılan testlerde ki bu testler kısıtlı testlerdir (Kromozom analizi) bu durumun çeşitli yapısal kromozomal bozukluklarına bağlı olduğunu göstermiştir.
2- Bağışıklık sistemi ile ilgili olan düşükler:
Bu kategoride iddia edilen birçok hastalıklar düşük nedeni olarak gösterilmiş behçet hastalığı, lupus hastalığı, psoriasis ve daha nicelerinin bu duruma yol açtığı söylenmiş ancak günümüzde bağışıklık sistemi ile ilgili hastalıkların kesin sebep olamayacağı kabul edilmiştir. Birçok otoimmün hastalığı olan kadının sorunsuz doğurmaktadır.
Kanaatimizce çokça yapılan ANA, Antisperm antikor vs. gibi testler tanı koymada yardımcı olmamaktadır. Otoimmün hastalıkların tekrarlayan düşüklere sebep olma olasılığı %1 in altındadır.
3- Rahim Anomalileri:
Doğumsal rahim anomalileri basit bir HSG yani ilaçlı rahim filmiyle anlaşılabilir. Bu tip perde, septum, arkuat rahim, çift boynuzu olan rahim, tek rahim, çift rahim gibi durumlar, daha sonradan oluşan yapışıklık ve miyom gibi yer kaplayan lejyonlar genellikle 16. gebelik haftasından sonra düşüğe yol açmaktadır.
4- Kadında mevcut olan pıhtılaşma faktör bozuklukları:
Genetik, yani kalıtımsaldır. Faktör II, faktör 5 ve MTHFR de bulunan kırılma ya da mutasyonlar üzerinde son yıllarda gereksiz spekülasyonlar yapılmaktadır. Hastalara gereksiz ve pahalı kan sulandırıcı ilaçlar kullandırılmaktadır. Toplumun büyük bir kısmında bu mutasyonlar bulunmakta ancak büyük bir kısmı hiç sorunsuz doğurmaktadır. Bu faktörler düşüğe sebep oluyorsa nasıl oluyor da nasıl bu mutasyonları taşıyan kadınların büyük bir kısmı sorunsuz doğurabilmektedir.
5- İleri Kadın Yaşı:
Kadınlar maalesef üreme kapasitelerini erkeklere göre daha erken yaşlarda kaybederler. Yapılan araştırmalar göstermiştir ki "Telomer" denilen yapı yaşla beraber kısalmaktadır. Bu durumu durduran tek durum gebeliktir. Çok fazla doğum yapıp çocuk emzirenler kadınlar her doğurdukları bebek için bir yıl daha geç menopoza girerler. Bundan dolayı yani yumurtalar yaşlanmadığından bu tip çok çocuk doğurmuş kadınlar 50’li yaşlara kadar doğurganlıklarını korurlar. Hamilelik kadın vücudunu yeniler ve yaşlanma sürecini gebelik boyunca durdurur. Bu Telomer bozulması 40’lı yaşlarda hızlanır. 45 yaşında bir gebelik oluştuğu takdirde %85 düşük ile sonlanır. İleri yaşlarda olan düşüklerde başka sebep aramak yanlış olur.
6- Enfeksiyon Hastalıkları:
Önceleri Toksoplazma gibi bazı mikrobik hastalıkların tekrarlayan düşüklere yol açabileceği düşünülmüşse de bu yorum artık rağbet görmemektedir. Biz bu hastalık araştırmasını rutin olarak yapmıyoruz.
TEŞHİS
Yapılabilecek şeyler çok kısıtlıdır. Kadınlarda %2 ve erkeklerde %3 oranında yapısal kromozom anomalisi bu tip tekrarlayan düşük yapan çiftlerde tespit edilmektedir. Bu bozukluklar klasik Karyotip, Moleküler Karyotip ile tespit edilebilir.
Spermiogram, Sperm FİSH, Tünel testi, Sperm DNA Hasarı testi, Y dlesyo testi gibi testler, ERA testi gibi testler hiç bir şekilde tanı koymaya yardımcı olmamaktadır. Yine son zamanların modası olan CGH Array tanı koymada hiç bir fark yaratmaz. Ayrıca ülkemize yeni gelen Exone Sequencing ve benzeri testler de tanı koymada herhangi bir yardımda bulunamazlar.
Kadınların büyük bir kısmı düşük sebebi olarak kendilerini suçlarlar. Ancak bu doğru değildir. Her iki tarafta da aynı olasılık söz konusu olabilir.
Birçok merkez hastalara PGD önermekte olup bu testin hiç bir faydası olamaz. Birçok kromozom düzeyinde bulunan anomaliler canlı doğuma kadar giderler. Düşükle sonuçlanmazlar. Örneğin PGD ile ortaya çıkan 18, 13, 21 gibi kromozomlara ait olan trizomi denilen hallerde çocuklar canlı doğarlar. Down, Cri Du Chat,Patau gibi sendromlar her zaman düşükle sonuçlanmazlar. Tekrarlayan düşüklere biz kliniğimizde PGD önermiyoruz. Çünkü PGD ile tekrarlayan düşüğe sebep olan ve teşhis edilebilen bir bozukluk bilinmemektedir.
ERA testi Endometriyumun embriyoyu kabul etmeye hazır olduğunu anlamak için yapılan bir testtir. Konuyla hiç alakası yoktur. Biz bu testi kliniğimizde hiç bir durumda önermiyoruz. Çok daha basit ölçümlerle rahimin hazır olduğunu anlayabiliyoruz. Bu test ABD de yapılmakta ve çok pahalıya mal olmaktadır. Bilim tam olarak kabul etmemektedir.
TEDAVİ
Maalesef en güçlü şüphe kalıtım üzerindedir ve genetik durumları tedavi etmek mümkün değildir. Teşhis de çok nadir olarak konulabildiğinden tedavi imkanları kısıtlıdır. Son çare olarak sperm, yumurta veya embriyo nakli gerekebilir. Kesin olarak sorun çözülür.
Ayrıca aspirin ve CLEXANE’i,tedavi sürecinde çok önemli gelişmeler sağlayabilirler. Neupogen denilen kanda bulunan bazı hücrelerin göçünü önleyen ilacı da böyle hastalara kullanabilmekteyiz.
Tedavide, hastaya belli bir süre sonra şansı yaver giderse çocuk sahibi olabileceği söylenmelidir. Bütün gametlerin bozuk olmadığı tezi üzerinden az da olsa bazı hastaların düşükler sonunda başarıya ulaşacağı söylenir Hasta cesaretlendirilir.
İlgili yazılar
Özel Hat
Bu işaret Dr. Halil İbrahim Tekin ile aranızda özel hat anlamına geliyor. Herhangi bir konuda yazmakta tereddüt etmeyiniz. En kısa sürede yanıt alacaksınız.
Son Haberler
Gebelik oranları ve PGD için geliştirilmiş en yeni cihaz Piezo-7mm4G ile daha hassas ve başarılı sonuçlar alabiliyoruz.
Cihaz KKTC ve TC'de ilk.
Dünyanın en ağır üçüzlerinden Aslı, Masal ve Yiğit bebekler. Toplam 8620 gram doğdular. Ebeveynleri Op. Dr. Halil İbrahim Tekin tarafından gördükleri tedavi sonrasında hiçbir komplikasyon yaşamadan doğum gerçekleştirdiler.
Üçüzlere sağlıklı bir ömür diliyoruz.