DrHITDr. Halil Ibrahim Tekin
İnfertilite - Kısırlık
İnfertilite, yani korunulmadığı halde 1 yıl veya daha fazla sürede gebeli oluşmaması durumudur. Bu tanımı yapabilmek için daha önceleri 6 ay bir süreyle düzenli ilişkide bulunulması gerekirdi ancak son yıllarda ise en az bir yıl süre geçmiş olması gerektiği üzerinde fikir birliği oluşmuştur.
Her türlü üreme organları sağlıklı olan çiftlerde bile (yumurtlama dönemi, tüpler ve sperm nitelik ve nicelikleri) her cinsel ilişkide bulunulması ile bir aylık adet sürecinde gebelik oluşması şansı %20 civarındadır. Birkaç ay gebe kalamamak hastaları paniğe sevk etmektedir. Kötü bir tesadüf olabileceğinden endişe edilmemelidir.
Bu gebe kalamayanların içinde bulunduğu duruma verilen isim "infertilite"dir. Kısırlık tanımlaması eskiden kullanılan bir tanım olup biraz ağır kaçmaktadır. Hastalarda hiç bir şekilde gebelik oluşmamışsa primer infertilite, daha önce gebe kalmış olan biri tekrar gebe kalmak istediği halde gebe kalamıyorsa sekonder infertilite denir. Primer birincil sekonder ise ikincil demektir.
Yapılan istatistiklere göre düzenli cinsel hayatı olan çiftlerden %84 ü ilk yıl, %92 si ikinci yılsonunda gebe kalabilmektedir. Kadınlarda yaş ilerledikçe, yumurta rezervine bağlı olarak gebelik oranları düşmekte, aynı anda düşük yapma olasılıkları ve anomalili bebek doğurma riskleri artmaktadır. Tüm çiftlerin yaklaşık %15 inde infertilite ilgili sorunlar belirli düzeyde görülmektedir. Infertilite tanısı konulan çiftler içinde yaklaşık olarak %30 erkek, %30 kadın infertilitesi olup %10 her iki çiftten kaynaklanmaktadır.%25 ise sebebi açıklanamayan ve %5 ise diğer sebeplere bağlı olan infertiliteler olarak karşımıza çıkarlar.
İnfertilite Nedenleri Nelerdir?
BELİRTİLER
Kadın ve erkekte işlerin yolunda gitmediğinin bazı belirtileri olabilir. Kadınlarda en dikkat çeken belirti adet düzeninde kısalmalar ve bazen uzamalardır. Kanama miktarının azalması nadiren de uzaması üreme fonksiyonlarında sorun olduğu anlamını taşır. Hiç adet olamama hali de çok ciddiye alınacak bir durumdur.
Erkekte ise sadece skrotum denilen torbaların içersinde testislerin olmaması şeklindeki bulgular acilen müdahale gerektirir. Şişme ve ağrı da önemlidir.
İnfertiliteye Yol Açan Durumlar
Başka bir organda örneğin körbarsak denilen apendikte, ameliyat geçirilse komşuluk nedeniyle ve yine üreme organlarında geçirilmiş cerrahi operasyonlar yapışıklıklara sebep olabilirler.
Bazı ağır ilaç tedavileri (kemoterapi, radyoterapi)gibi hızlı üreyen dokular üzerinde dokuların ölümüne sebep olurlar.
Geçirilmiş ateşli hastalık (kabakulak ) özellikle erkeklerde sperm hücrelerinin tükenmesine yol açabilir.
Radyasyona maruz kalma aynı şekilde doku tahribatına sebep olurlar.
Genetik hastalıklar (Kleinfelter, Y delesyonu,Robertsoniantranslokasyon ve bir çok henüz adı konulamamış genetik hastalık )erken menopoz ve sperm ana hücrelerinin ölümüne sebep olurlar.
Diyabet, troid hastalıkları, hipofiz adı verilen burnun üstünde bulunan salgı bezinin büyüyerek fazladan süt hormonu (prolaktin hormonu salgılaması ki adet düzeni bozulur)
Erkekte azospermi (Sperm üretiminin olmaması),ancak mikroskop altında anlaşılabilir)
Erkekte sperm kalitesinin kötü olması ve hareketinin az olması, şekil bozuklukları tanıda önem taşır.
Cinsel yolla bulaşan hastalıklardan Klamidya, mikoplazma ve ureoplazma türü mikroplar tüplerin tıkanmasına ve aynı şekilde erkekte olursa eşine bulaştırarak kısırlığa sebep olurlar.
Kadında yumurtlama problemleri ve yumurta kalitesi en sık rastlanan infertilite sebeplerden biridir,
Kadında tüplerin tıkalı olması ile yumurta ve sperm buluşamazlar. Bu durumda tedavi seçeneği olarak, günümüzde, tüp bebek yaptırma gerekliliğini ortaya çıkmaktadır. Daha önceleri ameliyatla tüplerin açılması denenmekteydi. Ancak tüpler çok hassas dokular olduğundan başarı şansı çok düşüktü.
Kadında yaş faktörü gebelik şansı anlamında çok önemlidir. Maalesef yaşla birlikte yumurta hücresindeki telomer denilen kalımla ilgili yapılar erkeğe göre daha hızlı kısalırlar. Tüpbebek yaptıracak olanlar yaş konusunun sonuç üzerinde en belirleyici faktör olduğu unutmamalıdır. Birçok kez 45 li yaşlara yakın kişilere embriyolarınız çok güzel denilerek hastaların gereğinden fazla tüp bebek işleminde ümitlendirildiğini görmekteyiz.
Kadında FSH seviyesi,AMH ve İnhibin seviyesi yumurta rezervi hakkında bilgi vermektedir. Ancak tanıda en belirleyici olan "antral folikül" öncül foliküllerdir.
Endometriyozis tüplerin tıkanması, yumurtaların döllenmesi noktasında olumsuz etki yapmaktadır. Kişisel tecrübe ve kanaatimiz Endometriyum üzerinde olumsuz etkisi olmadığı yönündedir. Yumurta donasyonu yapanlarda gebelik oranları Endometriyozis olmayanlarla aynıdır. Endometriyozis bazen çok dramatik ve ağrılı seyreder ancak kadınlar gebe kalmakta zorlanmazlar .Ancak genelde bu hastalık infertilite sebebidir.
Menopoz yumurtanın ve yumurtlamanın bittiğini gösterir ve ancak yumurtayı başka bir kadından alarak hastalar gebe kalabilirler.
Yapılan testler nelerdir?
Öncelikle kadınlarda ön görüşme yapılarak durumu değerlendirilir. Adet miktarı ve iki adet arasında gecen zaman yumurtalıkların çalışması hakkında bilgi verir. Ultrason muayenesi ve yumurtalık rezervi kontrol edilir. İlaçlı rahim filmi ile tüplerin durumu araştırılır. Hastalara sorulan sorular teşhise yardımcı olur.
Kadındaki İnfertilite ile ilgili Olabilecek Belirtiler.
1-Adet kanaması bitimine yakın kahverengi renkli damlamalar =Polip olduğunu düşündürür.
2- Adetler arasındaki sürenin kısalması 26 günden az sürmesi =Yumurta rezervinin azaldığını gösterir.
3- Adet kanamalarının arasındaki sürenin uzaması 30 ve üstü kadınlarda =PCO denilen fazla miktarda yumurta olduğunu düşündürür.
4-Adetin uzayarak kanama miktarındaki artış =Miyomlarda olur.
5-Her hangi bir rahim içi ameliyat sonrasında adet miktarının azalması=Rahimde endometriyum tabakasının bozulduğunu gösterir.
Erkekte Semen Analizi ;
Bu analiz ile sperm sayısı ve kalitesi incelenir. Eğer normal boşalma sıvısında (ejakulat) sperm hücresi yoksa testis dokusuna yapılan bir cerrahi işlemle sperm araştırması yapılabilir. TESE, TESA, MESA, PESA gibi teknikler bu cerrahi işlemlerdendir. Ayrıca son dönemde popüler olan mikroTESE diye adlandırılan bir yöntem daha vardır. Bu yöntemde işlem mikroskop ile yapıldığı için daha az parça alınır ve sperm bulma olasılığı daha fazladır. Dr HIT tarafından geliştirilen yeni bir teknikle mikroTESE kadar başarılı olarak sperm bulmak mümkün olmaktadır. Bu yöntemde daha az dokuya zarar verilmekte ve iyileşme süreci daha kısa sürmektedir.
Tedavi seçenekleri nelerdir?
YumurtlamaTakibi
İlk aşama tedavisi yumurtlama takibi ve normal yoldan yumurtlama olmazsa yumurta çatlatıcı kullanarak hastaların ilişki ile gebe kalmaları için çaba sarf edilir. Bu duruma timed intercourse yada zamanlanmış ilişki denir.
Aşılama(İUİ): Yapılan analizlerde kadına ait bir sorun tespit edilmemişse özellikle tüplerde sorun yoksa ve sperm sayısı ile kalitesi çok kötü değilse uygulanabilir. Hem ucuz hem de
kolay uygulanabiliyor olması da bir tercih sebebidir. Bununla birlikte gebelik şansı %20 civarındadır.
Mikroenjeksiyon(ICSI): günümüzde en çok uygulanan yöntemdir. Uygulama pahalı ve zahmetli olsa da başarı şansı yüksek olduğu için tercih edilir.
Ciddi sperm ya da yumurta problemi olanlarda da kullanılabilir. Her yumurta için bir adet sperm yettiği için testislerden elde edilen birkaç sperm ile gebe kalmak mümkündür.
İMSİ,daha iyi büyütmesi olan mikroskoplarla spermlerin seçilmesi işlemidir. Kötü spermi olan hastalara oldukça yararlı olmaktadır.
Embriyoskop:Özellikle iyi kalitede embriyoların seçilmesine yardımcı olan bir yöntemdir. Erken bölünen embiyoların gebelik şansının daha yüksek olduğu beklentisiyle embriyoların resimlenmesi ve video oluşturulması ile çalışır. Özellikle Türkiye gibi bir embriyo transferinin zorunlu olduğu ülkelerde faydası hastanın bir an önce gebe kalması hususunda oldukça avantaj sağlamaktadır.
GebelikAşısı; Ne kadar faydalı olduğu tartışmalı olmakla beraber bazı hastalarda az da olsa faydalı olduğu bilgisi bazı hekim arkadaşlarımız tarafından bize iletilmiştir.
Yuvalama (Asisted Hatching); Çok nadir olarak işe yarar. Yumurtanın dış zarı kalın olursa lazer yardımıyla delik açılır.
IVF: Tüpbebek tedavisi alanında ilk uygulanan yöntemdir. Yumurta ve spermlerin laboratuvarda bir araya getirilmesi ve bir süre sonra döllenen yumurtaların kontrol edilmesi şeklinde uygulanır. Bu işlemde sperm ve yumurta kalitesi önemlidir. Sayısı çok az ya da kalitesi kötü olan spermlerde uygulanırsa döllenme işlemi gerçekleşmez. Bu durumda mikroenjeksiyon işlemi denenmelidir. Tüp bebek uygulamasında her yumurta başına 250 bin adet sperm kullanılır. Döllenmeye bırakılan yumurtalar ertesi gün döllenmezlerse İCSİ işlemi yapılamaz.
PGD (Gebelik öncesi genetik analiz): Kısırlık nedeni eğer genetikse, mikroenjeksiyon (ICSI) veya IVF ile döllenen yumurtalar laboratuvar ortamında geliştirilir. Gelişen embriyolara anne rahmine transfer etmeden önce blastomer biyopsisi ile genetik analiz yapılır. Genetik olarak sağlam çıkan embriyolar anne adayına transfer edilir.PGD ile belirlenebilen hastalıkların sayısı her geçen gün artmaktadır.
Başka bölümde detaylı olarak anlatılmıştır. Kalıtımla Geçen Hastalıkların Taranması (PGD)